15 Kasım 2013 Cuma

GÜNAYDIN.....



        Günaydın....
        Gecenin yarenliğinde kelimeleri birleştirmek istesem de, ziyaretime erken gelmiş uykunun azizliğine uğradım sessizce.
        Günaydınlar telaşlarıyla gelir her zaman, koşuşturmaların peş peşe sıralandığı, programların 
öncesin de yapıldığı, tüm gün isteseniz de istemeseniz de sizinle arkadaşlık edecek bir telaşa dönüşür.
Toplantılar, okul, iş, ödenecek faturalar, yemek menüsü, kahve için söz verilmiş öğleden sonra, sıkı bir idman gerektiren hastane koridorları mesela. Akşam üstleri rehaveti, yorgunlukla kol kola bizi evlerimize bırakmak için sırasını bekler. Artık günün biriktirdiği bütün sırların tek tek kapı ardlarına 
saklanma zamanları gelmiştir. Ne kadarının kurulan sofralarda konuşulacağına yürek ve mantık beraber karar verir. Paylaşılması gereken odaların dağılımı yapılmıştır çoktan. Demli bir bardak çayın yada sade bir kahvenin yanında alınacak bir doz dizi, film veya hararetli bir sohbet yoksa, biraz daha siz olmanıza fırsat verir saat, çocuğunuzla bir masal okumaya ve yeni bir günaydına hazırlanmak için iyi geceler denir.
        İşte ben tamda gece yarısı mayhoşluğunda terk edemediğim şekerli kahvemin yanına kelimelerimi çağırırım  sesi kısılmış bir ıslıkla. Gece, hele bide yıldızlı değilse ayın şavkı vurmamışsa bir tepenin üstüne, ayaza kesmişse vay kalemin haline.....
       Gece başkadır, sırdır, yorgundur, şerdir takma adı bakamadığın aynadır.
       Gece insandır kiri bir pamuğa bulaşmış makyajdır.
       



       Kelimeler Kelimeler
       Kurduğum cümleler de saklı bir ben.
       Naftalin kokuyor sandığımda,
       Eksik düğmeli ceketler......














1 yorum: